İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Miras, 19. yüzyılda Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen, 2000’li yılların başından itibaren de çürümeye terk edilen Büyükada’daki Taş Mektep’i, ihtimamlı bir çalışmanın sonunda, kentin kültür-sanat envanterine dahil etti. Taş Mektep, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı merasimle, yaklaşık çeyrek asır sonra İstanbulluların hizmetine sunuldu. Açılışta konuşan İmamoğlu, “Dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış konutuna yollamış; hala sindiremiyorlar ve birtakım sözlerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu periyodu, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son kelam, palavra konuşmaktır. O bakımdan, bu kelamın orada söylenmesini kınıyorum. Zira, sizin fetret periyodunuzu yıkıp, israf periyodunuzu ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir buhrana soktuk” dedi.
İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı’na bağlı İBB Miras grupları; 19. yüzyılda Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen, 1922 yılında İstanbul Belediyesi tarafından satın alınan, 1978-1979 yıllarına kadar ilkokul ve ortaokul olarak hizmet veren, 1987 yılında Belediye Konuk konutu olarak kullanılmaya başlanan, 2000’li yılların başından itibaren de çürümeye terk edilen Taş Mektep’i tekrar canlandırdı. İstanbul’un incisi Büyükada’nın sembol yerinin yine açılışı için düzenlenen törene İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dr. Dilek İmamoğlu ile birlikte katıldı. İmamoğlu’na Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, CHP Milletvekili Suat Özçağdaş, CHP PM üyesi Sevgi Kılıç ve İYİ Parti İBB Meclis Küme Başkanvekili İbrahim Özkan ile İBB bürokratları eşlik etti. İmamoğlu, yeni haliyle Büyükada’ya paha katan Taş Mektep’in bahçesindeki erik ağacının altına konumlandırılan platformda konuştu.
İMAMOĞLU’NDAN ‘FETRET DÖNEMİ’ YANITI
Taş Mektep’in, İstanbul’un dünü, bugünü ve yarınına nasıl baktıklarına dair bir örnek olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kelamlarına de cevap verdi. İmamoğlu, “Dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış konutuna yollamış; hala sindiremiyorlar ve birtakım sözlerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu periyodu, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son kelam, palavra konuşmaktır. O bakımdan, bu kelamın orada söylenmesini kınıyorum. Zira, sizin fetret periyodunuzu yıkıp, israf devrinizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir buhrana soktuk. O buhran hala devam ediyor. O buhrandan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna misal İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı yapıtları hak ettiği pahaya kavuşturmak; evet size nazaran ‘fetret dönemi’ olabilir, lakin bize nazaran, tam tersine kente hak ettiği kıymeti vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç beşere hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” dedi.
“ADALAR, BİZİM İÇİN UNUTULMAZ BİR HAZİNE”
Yenilenen Taş Mektep’in mukadderatına terk edilmiş halini görünce çok şaşırdığını aktaran İmamoğlu, “Adalar, başından beri bizim için unutulmaz bir hazine. Ve bu hazinenin hak ettiği bedele kavuşması için, yapacağımız epey fazla şey var. Zira Adalar, yalnızca bir hayat alanı değil, bir kültür hazinesi, bir tarih hazinesi. Süper bir miras ve tek kaidesi var. Mirası, mirasyedilere değil de mirası koruyan ve geliştirenlere teslim edildiğinde, bize çok özel fırsatlar yaratan bir bölge” dedi. Adalar’ın temsil ettiği kıymetleri müdafaanın sorumlulukları olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’un tarihini çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek jenerasyonlara aktarmak da bizim sorumluluk alanlarımızın tahminen de birinci sıralarında bulunuyor. Bu şuurla, Ada’nın unutulmuş, biraz da kenara itilmiş bir yapısını hak ettiği kıymete kavuşturmak heyecan verici. Yani Taş Mektep’i, Adalar’ın yeni kültür merkezi, bir ömür alanı, bir buluşma yeri, hoş anıların biriktirildiği, dünyanın çok hoş sanatkarlarının tahminen bir kısım söyleşilerinin, buluşmalarının, stantların olduğu bir yere dönüşmesi sahiden heyecan verici” diye konuştu.
İBB MİRAS’A “TAŞ MEKTEP” TEŞEKKÜRÜ
Taş Mektep’in tarihçesi ile kısa bilgilendirmelerde bulunan İmamoğlu, “Uzun yıllar çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Taş Mektep, metruk bir hale dönüşmüş. Ki o halini gelip gördüğümde, sahiden çok keder duydum. Bu yadigarı, bu hoş yapıtı gelecek jenerasyonlara aktarmak için, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin çok özel markası haline gelen İBB Miras’taki grup arkadaşlarımla birlikte, ağır bir gayret sarf ettiğimizi söylemek isterim. Taş Mektep’i aslına sadık kalarak daha hoş, daha güçlü hale getirmek için çalışmalarını yaptılar. Ahşabından demir elemanlarına, yapısal çatlaklarından peyzajına, inanın her bir köşesine, her bir kirişine, ağacına itina gösterdiklerini gördüm. Hatta biraz evvel erik ağacına bakınca, olağanda bu hale gelmiş erik ağacı pek peyzajda tutulmaz. Ancak ona bile itina göstermişler. ‘Belki de buradan mezun olanların erik yemişliği var’ diyeceğim lakin o kadar eski gözükmüyor. Bu kadar ihtimamlı davrandılar tabiata. Taş Mektep, bugünden itibaren; içinde stant salonu, sanat alanları, kütüphanesi, kafesi, İstanbul Kitapçısı ve açık hava amfisiyle yeni jenerasyon bir kültür merkezi haline dönüşecek. Burada bulunan kütüphanemiz, yüzlerce kitabı vatandaşlarımızla buluşturacak. Kütüphane kataloğuna çok yakında, bilhassa Ada mirasını anlatan ve Ada’yla ilgili bilgi almak isteyenler için de hoş bir koleksiyon eklenecek. Alanda oluşturduğumuz Beltur Kafe, Taş Mektep ziyaretçilerine çok ihtimamlı lezzetler sunacak. Stant salonumuz, buraya kültür faaliyetleri ismine çok özel buluşmaları sağlayacak” bilgilerini paylaştı.
İMAMOĞLU, ADALARDA YAŞADIĞI BİR ANISINI ANLATTI
“İstanbul için harika bir hazine” olarak nitelediği Adalar’a gereken ihtimamı göstermek için büyük bir efor içerisinde olduklarının altını çizen İmamoğlu, ilçe özelinde yaptıkları çalışmalarla ilgili bir özet yaptı. İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı periyodunda şahit olduğu bir olayı da iştirakçilerle paylaştı:
“Görev müddetimizi 2024’te tamamlıyor olacağız. 25 yıl boyunca, yalnızca ve yalnızca tek sebeple, Adalar Belediyesi diğer bir partiden belediye diye, bu kente ve bu hoş, biblo üzere kentin vitrini üzere duran Adalar’a hizmet edilmemesi ve o 25 yılda yapılan hizmetlerin tahminen de birkaç katını, yalnızca 5 yılda yapabilmenin gururunu ve onurunu yaşıyor olacağız. Adaletle, eşitlikle, ayrım etmeden, hizmet etmenin ne olduğunu bilmeyenlerden, 4 yıl boyunca yaptıklarımızı da anlamalarını açıkçası beklemiyorum. Vatandaşa hizmet etmek, anlamayacakları taraf. Vatandaşlara hizmet etmek yerine, bir avuç beşere hizmet etmekle ilgili ayrımcılığı, 25 yıl boyunca bir israf tertibi ve o süreç içerisinde partizanlık biçimiyle ayrımcılık yapmayı, ben Adalar’la ilgili bir anımda yaşadım. İlçe belediye lideriydim. Buranın o dönemki belediye başkanı, buranın çöp taşımasıyla ilgili tekne meselesini, o devrin büyükşehir belediye liderine aktardığı toplantıda ben de vardım. Ne yazık ki, 5 yıl boyunca tek randevu alabildim. O büyükşehir belediye başkanı toplantısına üç Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediye başkanı olarak katıldık. Dün üzere hatırlıyorum. Birisi bendim, birisi Adalar Belediye Başkanı, bir diğeri de öbür bir ilçemizin belediye lideri. Mevzuları konuşurken, o dönemki Adalar belediye liderinin, çöpün taşınmasıyla ilgili, bugüne kadar verilen teknenin niye verilmediği konusunda ısrarlı sorular sormuştu. Kısa devir belediye başkanlığı yapmış şahıs yanıtına Adalar belediye başkanı çok büyük tepki göstermişti. Kalkıp adamı tutmak zorunda kalmıştım. Verdiği yanıt şuydu: ‘Siz de siyaset yapıyorsunuz, ben de siyaset yapıyorum. Niye vereyim ki, niye yardımcı olayım ki’ demişti. Ve o kişi, bu kente 1,5 sene belediye başkanlığı yaptı. Bakın bu kulaklar duydu ve yaşadı.”
“SİZE NAZARAN ‘FETRET DÖNEMİ’ OLABİLİR, BİZE GÖRE…”
“Bugün nitekim hala bakıyorum; dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış meskenine yollamış” diyen İmamoğlu, “Hala sindiremiyorlar ve birtakım tabirlerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu devri, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son kelam, palavra konuşmaktır. O bakımdan, bu kelamın orada söylenmesini kınıyorum. Zira, sizin fetret periyodunuzu yıkıp, israf periyodunuzu ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir buhrana soktuk. O buhran hala devam ediyor. O buhrandan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna misal İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı yapıtları hak ettiği kıymete kavuşturmak; evet size nazaran ‘fetret dönemi’ olabilir, lakin bize nazaran, tam bilakis kente hak ettiği kıymeti vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç beşere hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” tabirlerini kullandı.
“AİLE YAKINLARININ DERNEĞİNE, VAKFINA EMANET EDİLMİŞ BİNAYI…”
Konuşmasındaki ikinci örneği de Adalar’dan veren İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı.
“Burada, Adalar İskelesi’nin üstünde bulunan, aile yakınlarının derneğine, vakfına emanet edilmiş binayı, kamu olarak almak hakkımız olmasına karşın verilmemesini ve oranın bir aile yakınınızın, çocuğunuzun kullandığı bir vakfa teslim etmeyi, kendine devlet idaresi aklı ve anlayış olarak gören beşerler, işte bizim bu idare anlayışını ‘fetret dönemi’ olarak tanımlıyor olabilirler. Lakin bu tıp ortamlardan kurtulmak, bu gayret, bir an için kolay bir biçimde geri döndürülemeyebilir. Lakin bunun yolu sistemi vardır. Bu yapılır. Başarılır da. Herkes hafızasında, 2019’da elde ettiğimiz başarıyı, canlı ve taze tutsun. O, hiç aklınızdan çıkmasın. Onu canlı tutacağız ve önümüzdeki süreçlerde, memleketimizin bu değişimine ve dönüşümüne, daima birlikte imza atacağız. Bugün Babalar Günü. Burada bulunan bütün babalara, hoş bir ömür ve hayat diliyorum. Evlatlarının, hoş çocuklarının onlara layık birer evlat olmasını diliyorum. Her vakit bütün anne babaların çocuklarıyla ilgili hayal kurdukları ne var ise, ki anneler babalar çocukları için daima hoş hayaller kurarlar, onların gerçekleşmesini diliyorum. Bu hoş yapının, babalar günü armağanı olarak hem Adalara hem İstanbul’umuza iyi, uğurlu olmasını diliyorum.”
İmamoğlu’nun konuşmasının akabinde Taş Mektep’in açılışı yapıldı. Kesilen kurdelenin akabinde Taş Mektep yeni haliyle tekrar kamunun hizmetine girmiş oldu. Açılışa Adalar halkı da büyük ilgi gösterdi. Taş Mektep’in birinci ziyaretçileri de İmamoğlu çifti ile Adalar sakinleri oldu.